Yahya Efendi'nin Hayatı 4.Bölüm
#EVLİYA #KISSA #YAHYAEFENDİ Şeyh Yahya Efendi Hz. h. 900/1495 yılında babası Şamlı Ömer Efendi (Amasyalı Ömer Efendi) Trabzon kadısı olarak görev yapmakta iken Trabzon’da doğmuştur. Bu tarihte Yavuz Sultan Selim’de Trabzon’da vali olarak bulunmakta idi.Oğlu Şehzade Süleyman h.900/1495 yılının 1 Şabanında Yahya Efendi’nin doğduğu hafta Trabzon’da dünyaya gelmiştir. Şehzade Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın sütü az olduğundan, Kadı Ömer Efendi’nin refikaları ve Yahya Efendi’nin validesi olan Trabzonlu Afife Hatun küçük şehzade Süleyman’a süt vermiş ve onun süt annesi olmuştur.Böylece Yahya Efendi de meşhur Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olmuştur.Babası Ömer Efendi Şam’da mefdundur. Okul çağı gelen Yahya Efendi ilk derslerini babası Ömer Efendi’den aldıktan sonra, Trabzon’da bulunan meşhur alimlerden ve zamanın velilerinden kabul edilen Müfti Ali Çelebi’nin rahle-i tedrisinde bulunarak maddi ve manevi sahada bir hayli mesafe katetmiş,’mülazemet’ payesini almıştır.Trabzon’riyazat ve mücahedat ile zahir ve batın ilimlerini tahsil ettikten sonra artık Trabzon’da öğrenebileceği bir şey kalmadığını gören Yahya Efendi ilmini ikmal etmek için İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da ilk önce Anadolukavağı’nda ‘Haydarpaşa Çiftliği’ denilen mevkide bir çilehane yaptırmış ve orada çilesini ikmal ederken komşularının iz’acından kurtulmak için kendisinden sonra ‘Yuşa Tepesi’ adını alan ve bugün de aynı isimle anılan Sütlüce üzerinde ve Beykoz ile Anadolukavağı arasındaki mevkiye yerleşmiştir.Hz. Yuşa’nın makamını Yahya Efendi’nin keşfettiği rivayet edilmektedir. Yahya Efendi’nin İstanbul’a 30 yaşında geldiği tahmin edilmektedir.İstanbul’da ilmi kemalatını çoğaltmak ve ikmal etmek için zamanın müderrislerinin derslerine devam etmiş ve nihayet Yavuz ve Kanuni devirlerinin büyük ve meşhur alimi olan Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi’ye (Alüddin Aliyyi’l Cemali Çelebi,vefatı h.(932/1525-1526) intisab etmiştir. Bu sohbetler Yahya Efendi’nin her bakımdan olgunlaşıp yüksek mertebelere ulaşmasında vesile olmuştur. Yahya Efendi , Zenbilli Ali Efendi’den iki yıl feyz aldıktan sonra Zenbilli Ali Efendi’nin vefatı üzerine 1526 yılında hocasının yerine günlük 15 akçe ücretle Canbaziyye Medresesine müderris tayin olmuştur. Bu tayinle birlikte Yahya Efendi ‘Müderris’ mahlasıyla anılmaya başlamış halk arasında da ‘Molla Şeyhzade’ denilmekle şöhret bulmuş ve ebediyeyetine kadar’da böyle anılmıştır.Canbaziyye Medresesi’nde iki yıl görev yaptıktan sonra terfi ederek günlük 30 akçe ücretle Hacı Hasanzade Medresesi müderrisliğine,daha sonra da 40 akçe ücretle Efdaliyye Medresesi müderrisliğine tayin edilmiştir. H. 952/1545 tarihinde günlük 50 akçe ücret ile Emir Hasan Çelebi’nin yerine Mustafa Paşa Medresesi’ne h. 958/1551 tarihinde Garik Arabzade yerine Üsküdar’da Mihr-i Mah Sultan payesine yükselmiş,h.960/1553 tarihinde de Kadızade Efendi’nin yerine Fatih Camii’ndeki ‘Medaris-i Semaniye’den birinin müderrisliğine tayin olmuştur.Bu görevini başarılı bir şekilde yürütmekte iken meydana gelen bir olay Yahya Efendi’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuştur. Yahya Efendi ömrünün sonuna kadar mücahede ve ibadetle vakit geçirmiş, 978/1570 senesi Zilhiccesinde Kurban Bayramı gecesinde 78 yaşında iken Beşiktaş’ daki dergahında ebedi aleme göçmüştür.Yahya Efendi ‘nin vefatına ‘’İRTİHAL EYLEDİ KUTBU’L ULEMA’’ terkibiyle tarih düşürülmüştür Cenaze namazını,bayram namazını müteakib Süleymaniye Camii’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır,cenazeye vezirler,alimler,devlet ricali ile halktan pek çok kimse katılmıştır. Cenaze Süleymaniye’den Beşiktaş’a getirilerek ,hayatta iken kendileri tarafından yaptırılmış olan ebedi istirahatgahı olan bugünkü makamına tevdi edilmiştir.Cenaze merasimi o kadar kalabalık olmuştur’ki o gün İstanbul’dan Beşiktaş’a kayık ücretinin beş akçeye yükseldiği rivayet edilmektedir. Vefatının yedinci gecesinde alimler,şeyhler,mutasavvıflar,hafızlar,imamlar,vaizler ve eşraf dergahta toplanarak hatm-i şerif,tevhid ve tesbih ile bu geceyi ihya etmişlerdir. Yaptırdığı külliyenin inşaatına bizzat nezaret etmekle kalmamış , inşaat işlerine de iştirak etmiş olacak ki, bunu bir rubaisinde: ‘Cihanın ziynetine aldanıp halk Kızıl yeşilce yaprak ile oynar. Müderris şimdi oğlancık olubdur Beşik taşında toprak ile oynar.’ Şeklinde dile getirmiştir. #YAHYAEFENDİ #EVLİYA #KISSA
#EVLİYA #KISSA #YAHYAEFENDİ Şeyh Yahya Efendi Hz. h. 900/1495 yılında babası Şamlı Ömer Efendi (Amasyalı Ömer Efendi) Trabzon kadısı olarak görev yapmakta iken Trabzon’da doğmuştur. Bu tarihte Yavuz Sultan Selim’de Trabzon’da vali olarak bulunmakta idi.Oğlu Şehzade Süleyman h.900/1495 yılının 1 Şabanında Yahya Efendi’nin doğduğu hafta Trabzon’da dünyaya gelmiştir. Şehzade Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın sütü az olduğundan, Kadı Ömer Efendi’nin refikaları ve Yahya Efendi’nin validesi olan Trabzonlu Afife Hatun küçük şehzade Süleyman’a süt vermiş ve onun süt annesi olmuştur.Böylece Yahya Efendi de meşhur Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olmuştur.Babası Ömer Efendi Şam’da mefdundur. Okul çağı gelen Yahya Efendi ilk derslerini babası Ömer Efendi’den aldıktan sonra, Trabzon’da bulunan meşhur alimlerden ve zamanın velilerinden kabul edilen Müfti Ali Çelebi’nin rahle-i tedrisinde bulunarak maddi ve manevi sahada bir hayli mesafe katetmiş,’mülazemet’ payesini almıştır.Trabzon’riyazat ve mücahedat ile zahir ve batın ilimlerini tahsil ettikten sonra artık Trabzon’da öğrenebileceği bir şey kalmadığını gören Yahya Efendi ilmini ikmal etmek için İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da ilk önce Anadolukavağı’nda ‘Haydarpaşa Çiftliği’ denilen mevkide bir çilehane yaptırmış ve orada çilesini ikmal ederken komşularının iz’acından kurtulmak için kendisinden sonra ‘Yuşa Tepesi’ adını alan ve bugün de aynı isimle anılan Sütlüce üzerinde ve Beykoz ile Anadolukavağı arasındaki mevkiye yerleşmiştir.Hz. Yuşa’nın makamını Yahya Efendi’nin keşfettiği rivayet edilmektedir. Yahya Efendi’nin İstanbul’a 30 yaşında geldiği tahmin edilmektedir.İstanbul’da ilmi kemalatını çoğaltmak ve ikmal etmek için zamanın müderrislerinin derslerine devam etmiş ve nihayet Yavuz ve Kanuni devirlerinin büyük ve meşhur alimi olan Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi’ye (Alüddin Aliyyi’l Cemali Çelebi,vefatı h.(932/1525-1526) intisab etmiştir. Bu sohbetler Yahya Efendi’nin her bakımdan olgunlaşıp yüksek mertebelere ulaşmasında vesile olmuştur. Yahya Efendi , Zenbilli Ali Efendi’den iki yıl feyz aldıktan sonra Zenbilli Ali Efendi’nin vefatı üzerine 1526 yılında hocasının yerine günlük 15 akçe ücretle Canbaziyye Medresesine müderris tayin olmuştur. Bu tayinle birlikte Yahya Efendi ‘Müderris’ mahlasıyla anılmaya başlamış halk arasında da ‘Molla Şeyhzade’ denilmekle şöhret bulmuş ve ebediyeyetine kadar’da böyle anılmıştır.Canbaziyye Medresesi’nde iki yıl görev yaptıktan sonra terfi ederek günlük 30 akçe ücretle Hacı Hasanzade Medresesi müderrisliğine,daha sonra da 40 akçe ücretle Efdaliyye Medresesi müderrisliğine tayin edilmiştir. H. 952/1545 tarihinde günlük 50 akçe ücret ile Emir Hasan Çelebi’nin yerine Mustafa Paşa Medresesi’ne h. 958/1551 tarihinde Garik Arabzade yerine Üsküdar’da Mihr-i Mah Sultan payesine yükselmiş,h.960/1553 tarihinde de Kadızade Efendi’nin yerine Fatih Camii’ndeki ‘Medaris-i Semaniye’den birinin müderrisliğine tayin olmuştur.Bu görevini başarılı bir şekilde yürütmekte iken meydana gelen bir olay Yahya Efendi’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuştur. Yahya Efendi ömrünün sonuna kadar mücahede ve ibadetle vakit geçirmiş, 978/1570 senesi Zilhiccesinde Kurban Bayramı gecesinde 78 yaşında iken Beşiktaş’ daki dergahında ebedi aleme göçmüştür.Yahya Efendi ‘nin vefatına ‘’İRTİHAL EYLEDİ KUTBU’L ULEMA’’ terkibiyle tarih düşürülmüştür Cenaze namazını,bayram namazını müteakib Süleymaniye Camii’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır,cenazeye vezirler,alimler,devlet ricali ile halktan pek çok kimse katılmıştır. Cenaze Süleymaniye’den Beşiktaş’a getirilerek ,hayatta iken kendileri tarafından yaptırılmış olan ebedi istirahatgahı olan bugünkü makamına tevdi edilmiştir.Cenaze merasimi o kadar kalabalık olmuştur’ki o gün İstanbul’dan Beşiktaş’a kayık ücretinin beş akçeye yükseldiği rivayet edilmektedir. Vefatının yedinci gecesinde alimler,şeyhler,mutasavvıflar,hafızlar,imamlar,vaizler ve eşraf dergahta toplanarak hatm-i şerif,tevhid ve tesbih ile bu geceyi ihya etmişlerdir. Yaptırdığı külliyenin inşaatına bizzat nezaret etmekle kalmamış , inşaat işlerine de iştirak etmiş olacak ki, bunu bir rubaisinde: ‘Cihanın ziynetine aldanıp halk Kızıl yeşilce yaprak ile oynar. Müderris şimdi oğlancık olubdur Beşik taşında toprak ile oynar.’ Şeklinde dile getirmiştir. #YAHYAEFENDİ #EVLİYA #KISSA