Wolfenstein II: The New Colossus |Mein Leben | Ryzen5 2600x | Gigabyte GTX1660S 6GB GDDR6 | 16GB RA
Wolfenstein II The New Colossus | Ryzen5 2600x | Gigabyte GTX1660S 6GB GDDR6 | 16GB RAM MY SETUP CPU: Ryzen5 2600x (Stock Cooler) GPU: Gigabyte GV-N166SGAMING-6GD GeForce GTX 1660 Super 6GB GDDR6 192Bit DX12 Gaming Mainboard: Gigabyte B450M S2H Ram: 2x8 Corsair Vengeance LPX 8GB 3000MHz DDR4 Ram CMK8GX4M1D3000C16 SSD: Samsung 860 Evo MZ-N6E500BW 500 GB M.2 SSD HDD: Samsung HD103UJ 1TB Monitor: Philips 23.8" 242V8A 4ms 75Hz Freesync Monitor: Samsung SyncMaster BX2350 Mouse: Steelseries Rival 110 Gaming Mouse Keyboard: Logitech G213 Prodigy Controller: Logitech F710 Controller: Logitech Driving Force Pro Speaker: Logitech Z120 Headset: Anker Soundcore Strike 3 Surrond 7.1 Wolfenstein II: The New Colossus İnceleme The New Order'ın bittiği yerden, hatta sahneden devam eden Wolfenstein II: The New Colossus, aslında ilk oyunu oynamanızı en azından hikayeye hakim olmanızı istiyor. 2. Dünya Savaşını Nazilerin kazandığı alternatif bir zaman çizelgesinde ilerleyen oyunda, Nazilerin gücü altında ezilen bir dünya ile karşı karşıyayız. Naziler oyun içerisinde ne kadar görkemli görünse de hala Blazkowicz'in, yani bizim kötü adamlar listemizde. Şunu belirtmemde fayda var ki eğer ilk oyunu oynamadıysanız, bu yazıda bazı spoilerlar ile yani sürpriz bozan içerikler ile karşılaşabilirsiniz. Wolfenstein II: The New Colossus Hatırlarsanız, ilk oyunda Blazkowicz Nazilere epey bir zorluk çektirmişti. Son olarak savaşı Nazilerin ayağına götüren kahramanımız, burada büyük bir hasar almış ve ölümle burun buruna gelmişti. İkinci oyun tam buradan başlıyor ve Blazkowicz'in Nazilere karşı savaşının bitmediğini bize belirtiyor. Oyunun daha ilk bölümünde Wolfenstein'a yakışır bir sahne ile karşı karşıya kalıyoruz. Uzun bir komadan uyanan Blazkowicz, tekerlekli sandalyesi ile Nazileri öldürmeye başlıyor. Tam beş aydır uyuyan adam kalkıp, paldır küldür Nazi doğramaya gidiyor. Blazkowicz, Nazi avlamaya devam ediyor Blazkowicz'in bedeni aldığı hasar yüzünden çok güçsüz durumda. Bu yüzden "Bu nasıl Wolfenstein yahu?" demeyin ve biraz zaman tanıyın. Wolfenstein: The New Colossus'un oynanışı ilk oyun ile çok benzerlik gösteriyor. Tabi, bir kaç yeni mekanik ve geliştirilmiş mekanikler de mevcut. Oyunda bulunan kan efektleri ve bitirici animasyonlar gayet başarılı. Zaten Wolfenstein serisinin en büyük amacı Nazi öldürmek ve bunu oyuncuya hissettirmeyi başarıyor. Wolfenstein II: The New Colossus The New Order'dan hatırlarsanız Nazilere karşı ayakta duran son ülkelerden biri Amerika Birleşik Devletleri'ydi . Ancak, New York'a atılan atom bombası sonrasında hükümetin elinden teslim olmaktan başka bir çare kalmamış. Amerikanın efsane Area 51 gibi uzaylı araştırması yapan birimleri Nazilerin eline düştükten sonra, Naziler silah olarak epey gelişiyorlar. İlk oyuna göre karşılaşacağınız Nazi askerleri çok daha güçlü olacak yani. Oyun içerisinde "Bu kadar da olmaz ama" diyeceğiniz bazı sahneler elbette olacak. Ancak, bunun Wolfestein'ın tarzı olduğunu unutmamak gerek. Kahramanımız Blazkowicz'in ilk olarak geçmişine Wolfenstein II: The New Colossus ile bakıyoruz. Geçirdiği çocukluğu ve yaşadığı hayatı burada öğreniyoruz. Oyunda harika bir hikaye anlatımı bulunduğunun altını çizmek istiyorum. Diyaloglar ve sinematik anlatım gerçekten harika olmuş. İçerisinde bulunduğumuz direniş kuvvetlerinin en büyük planı Amerikayı Nazi işgalinden kurtarıp, orayı merkez olarak kullanarak dünyanın geri kalanında Naziler ile savaşmak. Bu görev için Blazkowicz'den daha iyisi olamaz. Wolfenstein II: The New Colossus Amerika'ya geçişimiz ile oyunun atmosferi bir anda değişiyor. Çünkü, genel olarak demir yığını Nazi yapılarından, savaş görmüş harabelere ve küçük kasabalara geçiş yapıyoruz. Wolfenstein II: The New Colossus'un pazarlamasında kullanılan, benim de en beğendiğim sahnelerden biri olan Milkshake sahnesi de burada karşımıza çıkıyor. Bahsetmiş olduğum başarılı anlatım ve diyaloglar burada da kendini bir hayli göstermekte. Wolfenstein II: The New Colussus, grafik ve performans olarak oldukça başarılı. Karakter animasyonlarından, çevre detaylarına ve silah animasyonlarına kadar her şey özenilerek yapılmış. Bölümlerde bulunan notlar ve koleksiyon eşyaları ise ayrıntılı ve ilgi çekici olarak hazırlanmış. Oyunda bulunan karakterlerin farklı tarzlara sahip olması, Wolfenstein: The New Order'da olduğu gibi eğlenceli diyaloglar ortaya çıkartabiliyor. Ses sanatçılarının mükemmel performansı ve kullanılan motion capture'ın kaliteli olması, oyuncuya güzel bir deneyim yaşatıyor. İlk oyunda bulunmayan ancak, The New Colussus'da bulunan belki de en büyük sıkıntıya değinmek istiyorum: "Amerikan vatanseverliği". Çoğu oyuncu gibi ben de oyun sırasında gösterilen aşırı Amerikan cümlelerden ve görsellerden sıkıldım. Onu da geçtim, Blazkowicz'in çocukluğundan Amerikalıların yaptığı ırkçılıkları ve insanların davranış şekillerini görüyoruz. Bu da anlatılan ve geçmişte olan arasında koca bir boşluk bırakıyor.
Wolfenstein II The New Colossus | Ryzen5 2600x | Gigabyte GTX1660S 6GB GDDR6 | 16GB RAM MY SETUP CPU: Ryzen5 2600x (Stock Cooler) GPU: Gigabyte GV-N166SGAMING-6GD GeForce GTX 1660 Super 6GB GDDR6 192Bit DX12 Gaming Mainboard: Gigabyte B450M S2H Ram: 2x8 Corsair Vengeance LPX 8GB 3000MHz DDR4 Ram CMK8GX4M1D3000C16 SSD: Samsung 860 Evo MZ-N6E500BW 500 GB M.2 SSD HDD: Samsung HD103UJ 1TB Monitor: Philips 23.8" 242V8A 4ms 75Hz Freesync Monitor: Samsung SyncMaster BX2350 Mouse: Steelseries Rival 110 Gaming Mouse Keyboard: Logitech G213 Prodigy Controller: Logitech F710 Controller: Logitech Driving Force Pro Speaker: Logitech Z120 Headset: Anker Soundcore Strike 3 Surrond 7.1 Wolfenstein II: The New Colossus İnceleme The New Order'ın bittiği yerden, hatta sahneden devam eden Wolfenstein II: The New Colossus, aslında ilk oyunu oynamanızı en azından hikayeye hakim olmanızı istiyor. 2. Dünya Savaşını Nazilerin kazandığı alternatif bir zaman çizelgesinde ilerleyen oyunda, Nazilerin gücü altında ezilen bir dünya ile karşı karşıyayız. Naziler oyun içerisinde ne kadar görkemli görünse de hala Blazkowicz'in, yani bizim kötü adamlar listemizde. Şunu belirtmemde fayda var ki eğer ilk oyunu oynamadıysanız, bu yazıda bazı spoilerlar ile yani sürpriz bozan içerikler ile karşılaşabilirsiniz. Wolfenstein II: The New Colossus Hatırlarsanız, ilk oyunda Blazkowicz Nazilere epey bir zorluk çektirmişti. Son olarak savaşı Nazilerin ayağına götüren kahramanımız, burada büyük bir hasar almış ve ölümle burun buruna gelmişti. İkinci oyun tam buradan başlıyor ve Blazkowicz'in Nazilere karşı savaşının bitmediğini bize belirtiyor. Oyunun daha ilk bölümünde Wolfenstein'a yakışır bir sahne ile karşı karşıya kalıyoruz. Uzun bir komadan uyanan Blazkowicz, tekerlekli sandalyesi ile Nazileri öldürmeye başlıyor. Tam beş aydır uyuyan adam kalkıp, paldır küldür Nazi doğramaya gidiyor. Blazkowicz, Nazi avlamaya devam ediyor Blazkowicz'in bedeni aldığı hasar yüzünden çok güçsüz durumda. Bu yüzden "Bu nasıl Wolfenstein yahu?" demeyin ve biraz zaman tanıyın. Wolfenstein: The New Colossus'un oynanışı ilk oyun ile çok benzerlik gösteriyor. Tabi, bir kaç yeni mekanik ve geliştirilmiş mekanikler de mevcut. Oyunda bulunan kan efektleri ve bitirici animasyonlar gayet başarılı. Zaten Wolfenstein serisinin en büyük amacı Nazi öldürmek ve bunu oyuncuya hissettirmeyi başarıyor. Wolfenstein II: The New Colossus The New Order'dan hatırlarsanız Nazilere karşı ayakta duran son ülkelerden biri Amerika Birleşik Devletleri'ydi . Ancak, New York'a atılan atom bombası sonrasında hükümetin elinden teslim olmaktan başka bir çare kalmamış. Amerikanın efsane Area 51 gibi uzaylı araştırması yapan birimleri Nazilerin eline düştükten sonra, Naziler silah olarak epey gelişiyorlar. İlk oyuna göre karşılaşacağınız Nazi askerleri çok daha güçlü olacak yani. Oyun içerisinde "Bu kadar da olmaz ama" diyeceğiniz bazı sahneler elbette olacak. Ancak, bunun Wolfestein'ın tarzı olduğunu unutmamak gerek. Kahramanımız Blazkowicz'in ilk olarak geçmişine Wolfenstein II: The New Colossus ile bakıyoruz. Geçirdiği çocukluğu ve yaşadığı hayatı burada öğreniyoruz. Oyunda harika bir hikaye anlatımı bulunduğunun altını çizmek istiyorum. Diyaloglar ve sinematik anlatım gerçekten harika olmuş. İçerisinde bulunduğumuz direniş kuvvetlerinin en büyük planı Amerikayı Nazi işgalinden kurtarıp, orayı merkez olarak kullanarak dünyanın geri kalanında Naziler ile savaşmak. Bu görev için Blazkowicz'den daha iyisi olamaz. Wolfenstein II: The New Colossus Amerika'ya geçişimiz ile oyunun atmosferi bir anda değişiyor. Çünkü, genel olarak demir yığını Nazi yapılarından, savaş görmüş harabelere ve küçük kasabalara geçiş yapıyoruz. Wolfenstein II: The New Colossus'un pazarlamasında kullanılan, benim de en beğendiğim sahnelerden biri olan Milkshake sahnesi de burada karşımıza çıkıyor. Bahsetmiş olduğum başarılı anlatım ve diyaloglar burada da kendini bir hayli göstermekte. Wolfenstein II: The New Colussus, grafik ve performans olarak oldukça başarılı. Karakter animasyonlarından, çevre detaylarına ve silah animasyonlarına kadar her şey özenilerek yapılmış. Bölümlerde bulunan notlar ve koleksiyon eşyaları ise ayrıntılı ve ilgi çekici olarak hazırlanmış. Oyunda bulunan karakterlerin farklı tarzlara sahip olması, Wolfenstein: The New Order'da olduğu gibi eğlenceli diyaloglar ortaya çıkartabiliyor. Ses sanatçılarının mükemmel performansı ve kullanılan motion capture'ın kaliteli olması, oyuncuya güzel bir deneyim yaşatıyor. İlk oyunda bulunmayan ancak, The New Colussus'da bulunan belki de en büyük sıkıntıya değinmek istiyorum: "Amerikan vatanseverliği". Çoğu oyuncu gibi ben de oyun sırasında gösterilen aşırı Amerikan cümlelerden ve görsellerden sıkıldım. Onu da geçtim, Blazkowicz'in çocukluğundan Amerikalıların yaptığı ırkçılıkları ve insanların davranış şekillerini görüyoruz. Bu da anlatılan ve geçmişte olan arasında koca bir boşluk bırakıyor.